Baharat ve şifaıl bitkier insanlık tarihinden günümüze kadar çeşitli amaçlar doğrultusunda kullanılmışlardır. Günümüzde ise daha bilinçli bir şekilde hem şifa yönü ile hem de yemeklerde çeşni ve tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır.
Bu kitapta adı geçen baharat ve bitki tariflerinin tamamı büyük bir araştırma, yılların tecrübe ve birikimi ile ele alınmıştır.
Büyükannem Bayburt'ta çok iyi bir ebe ve şifa dağıtan bir hanımdı. Babam 1954'te Ankara'ya geldi ve burada baharat ve şifalı bitkiler üzerine ticarete başladı. İlkokul çağlarında babama yardım etmeye başladım. Yaptığım işten öylesine keyif almış ve benimsemiştim ki, ortaokuldan ayrıldım. Mesleği fiilen 1959'dan bu yana yapmaktayım. Aynı şekilde çocuklarım da, ortaokuldan sonra dede mirası olan eski ismi ile Aktarlık, yeni ismi ile ise, Baharat ve Şifalı Bitkiler mesleğini seçtiler. Bu da dört neslin aynı işi severek yaptığının açık bir örneğidir.
Bu meslekte insan kolay yetişmez. Tecrübenin yanı sıra, içtenlikle sevgiyi, insanlara hizmeti kutsal ibadet olarak kabullenmeyi, yaptığınız işin önemine inanmayı ve ticari yönünü daha sonra düşünmeyi gerektirir. Bu meslekte başarılı olmanın kendine göre kuralları vardır;
Öyle haller oluyor ki, insanın şaşırmaması elde değildir, Örneğin, bir gün dükkanıma gelen bir müşteri ishalini durdurmak için benden yardım istedi. Bildiğim baharatı verip nasıl kullanılacağını anlattım. O sırada dükkanda bulunan yaşı 70-80 civarında bir bayan müşterim "oğlum, teferruata ne lüzum var, 3-5 adet kuru fasulyeyi bütün olarak aç karnına yutsun, geçer" dedi. Bu mesleğin içinde 45 senem dolu dolu geçti ama bunu hiç duymamıştım. Böyle orijinal bilgileri deftere not edip daha sonra uygulamak benim için bir yçntem haline geldi.
Amacım; uygulamada gördüğüm eksikliklerin yanısıra şifalı bitkilerin uygun oranlarda kullanılması sonucu, olumlu gelişmelerin yaşanması ve kullanan kişiye faydası olmasını sağlamaktır. Bu konuda yaptığım çalışmaların olumlu sonuçlarını aldıkça manen mutlu olduğumu, gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Her ne kadar bu kitapta yer alan tarifler, araştırma ve inceleme sonunda yazılmış olsa da şunu unutmamak lazımdır;
Baharat ve şifalı bitkileri kullanan kişilerin, her şeyden önce hastalığın teşhisini bilmesi gerekir. Bunu da ancak işin uzmanına görünüp gerekli tahlilleri yaptırdıktan sonar öğrenebilir. Bunları yaptırmayıp tıp ve doktorları dışlamak işin en vahim yönüdür. Bu tutum ve davranışlar insana fayda yerine çok büyük zararlar verir. Şifalı bitkiler modern tıp yanında çoğu zaman bir etkili alternatif tedavi biçimi olduğu kadar, gerçek anlamda modern tıp için bir destek unsuru görevi görmektedir.
Hastalıktan değil ihmalden korkmak gerekir.
Atalarımızın dediği gibi; "DERT YOKTUR Kİ DERMANI OLMASIN"
İnsan buna bütün varlığı ile inanmalı, kendi kendine tahlil ve tedavi yöntemini bırakıp ehline ve doktoruna güvenerek, moralini yüksek tutarak ve inançla hastalıktan kurtulacağına kendisini inandırmalıdır.
İyi ve sağlıklı tedavi yöntemi budur.
Umutsuzluğa düşerek, her şeyi kabullenip direncin yitirilmesi, tedavinin sonu olur. En iyi ve en büyük tedavi, direnç ve inançtan gelir. Bunu asla unutmamak gerekir.
Uygulamaya, araştırmaya, uzun bir takibe dayanan mesleki bilgilerin toparlanması, insanlığın hizmetine sunulması, zor ve yorucu bir çalışmayı gerektirmektedir. Hele hele bu bilgilerin kişiye bağlı ve sadece kafasında kalması, ileriye dönük olarak kitaba dönüştürülmesi gibi riskler de gözönüne alındığında, rahmetli olan babam Vehbi Kırıcı ve ağabeyim Bestan Kırıcı'nın haklılığını ortaya koymaktadır.
Bu kitapta ifade edilen tedavi bilgilerinin ve şifa kaynaklarının herkes tarafından bilinmesi rahmetli babamın bana bir vasiyetiydi. Bu kitabın hazırlanması ile bu vasiyeti gerçekleştirmiş olmaktan dolayı huzur duymaktayım.
Bu kitabın hazırlanmasında, öncelikle beni bu sahada yetiştiren babam ve ağabeyime, kitabın hazırlanması esnasında benden her türlü yardım ve yakın alakayı esirgemeyen yakın arkadaşlarım Av. Kemal Acar, emekli arkadaşım Sayın Kemal Acar, Mali Müşavir Abdurrahman Çolak, Emekli Öğretmen İhsan Ertem, İhsan Seçkin Bey, Ziraat Yüksek Mühendisi Gürbüz Köksoy, Selahattin Eyüp Tekin Bey, rahmetli Arif Balçık Bey, oğullarım A. Kadir Kırıcı ve S. Zafer Kırıcı'ya teşekkürü bir borç bilirim.
Ebediyete göçenlere rahmet, dost ve arkadaşlarıma teşvik, destek ve yardımları için teşekkür ediyorum.
Bu eserin basılmasında büyük katkıları olan başta ATO Başkan'ı Sayın Sinan Aygün ve Yönetim Kurulu'na, Yayın Koordinatörü Sayın Atilla Sanal'a, ATO Başkanlık Ekonomi Müşaviri Sayın Mustafa Rumeli'ye,fotoğrafları çeken Ali Ağılkaya'ya ve Bilgisayar operatörü Güngör Tekin'e, Öncü Basımevi sahibiNecip Evlice'ye şükranlarımı sunarım.
Allah bütün insanlara sıhhatli ve sağlıklı bir yaşam nasip etsin.
Mustafa Kırıcı